Göktürkler, Tatarlarla yaptıkları savaşta yenilmişler, hepsi kırılmış, yalnızİlhan’ın oğullarından Kıyan ve Nogüz sağ kalabilmişti.Savaştan on gün sonra bir gece atlarına bindiler. Çoluk çocuklarını alarak kaçtılar. Savaştan önce ordu kurdukları yere geldiler. Burada deve, at, okuz ve koyunları kalmıştı, onları aldılar. Biri öbürüne dedi:(Burada kalsak bir gün olur düşmanlarımız bizi bulur. Başka bir boya gitsek her yanımız düşmanlarla dolu. En iyisi dağların arasında, kimselerin yolu düşmeyecek yerlere gidip oturalım.)Buna karar verdiler, sürülerini önlerine kattılar, dağlara yürüdüler.Bir dişi geyik gördüler. Arkasından gittiler. Geyik bunları dağların üzerinden düz bir yere götürdü. Orada her yeri iyice yokladılar. Geldikleri yoldan başka yol yok. Biraz ilerlediler. Geniş, çimenlik bir ülke gördüler. Burada akarsular, pınarlar, meyve ağaçları, hayvanlar vardı. Bunları görünce sevindiler. Tanrıya şükür ettiler, buraya yerleştiler. Kişin hayvanlarının etini yer, derisini giyerler, yazın da sütlerini içerlerdi.Burada dört yüzyıl kaldılar. Başbuğlar’a danıştılar: (Babalarımızdan işitirdik ki, Ergenekon’un dışında geniş, güzel yerler varmış. Atalarımız orada oturmuş. Bundan sonra korkup ta dağlarla kapanacak değiliz. Bir yolunu bulup buradan çıkalım).Hepsi bu sözleri uygun buldu. Yol aradılar, bulamadılar. İçlerinden demirdi Burteçine: (Ben bir yer gördüm, orada demir madeni var. Eğer onu eritirsek yol buluruz) dedi. O yeri gidip gördüler, demircinin sözünü doğru buldular.Başka bir anlatışta: bir gün bir dişi kurt görmüşler. Bu kurdun oraya nereden geldiğini aramışlar, kurt kaçmış, arkasından gitmişler. Bakmışlar ki kurt bir delikten dışarı atladı. Deliğin yanına gittikleri zaman etrafın demir madeni olduğunu görmüşler.