Vermeyince Mabut Neylesin Mahmut 

ALİ İLSEVEN

Sultan Mahmut Han, bir gün tebdili kıyafetle çarşı Pazar dolaşıyormuş. Biraz soluklanmak için bir kahveye girmiş ve masaya oturmuş. Herkes bir isteği olduğunda çaycıya “ Tıkandı Baba” diye hitap ediyormuş. Bu durum Sultan Mahmut Han’ın dikkatini çekmiş ve adamı masasına oturtup durumu olayın nedenini anlatmasını istemiş. “ Tıkandı Baba “ başlamış anlatmaya;

-Bir gece bir rüya gördüm. Rüyamda herkesin bir çeşmesi vardı ve hepsi bolca akıyordu. Benim de çeşmem vardı ama onlarınkisine göre daha az akıyordu. Ben de benim çeşmemim onların ki kadar akmasını istediğim için elime bir çomak aldım ve başladım çeşmeyi karıştırmaya. Derken çomak kırıldı ve suyum artık damlaya damlaya akmaya başladı. Sonra onlarınki kadar akmasa da eskisi kadar aksın diyerek kurcalamaya devam ettim ve çeşme iyice tıkandı ve artık hiç su akmamaya başladı. O rüyadan sonra ne işe elimi atsam kısmetim bağlanıyor. Bende burada çaycılık yaparak geçinmeye çalışıyorum diyerek olayı anlatır.

Padişah saraya döndükten sonra adamlarına her gün bir tepsi baklava yapılıp bu adama götürülmesini ve her dilimin altına bir altın koyulmasını emreder. Ertesi gün askerler her diliminde bir altın bulunan tepsiyi Tıkandı Baba’ya götürmüşler. Tıkandı Baba tatlıyı alıp evine giderken aklına tatlıyı satıp evin ihtiyaçlarını karşılama fikri gelmiş ve en işlek meydanda başlar bağırmaya “ Taze baklava” diye.  Yoldan geçen bir Yahudi baklavayı beğenir ve pazarlıktan sonra tatlıyı alıp eve gider. Tatlıyı yerken altınları fark eden Yahudi 1 ay boyunca tüm baklavaları iyi fiyata Tıkandı Baba’dan satın alır.

1 ay sonra çaycının durumunu merak eden Sultan, tekrar kahveye gider ve Tıkandı Baba’yı çaycılık yaparken görünce şaşırır ve baklavaları ne yaptığını sorar. Tıkandı baba baklavaları sattığını söyleyince Sultan “ Fesuphanallah” diyerek kahveden çıkar ve adamlarına dönerek;

“ Bu adamı alın, doğruca beylik arazilerden birine getirin, Eline bir kasnak verin ve atabildiğince uzağa atsın. Kasnağın düştüğü yer ile bulunduğu yer arasındaki araziyi üzerine yapın demiş.

Adamlar Tıkandı Baba’yı alıp araziye götürmüşler. Bir kasnak verip atabildiğin kadar uzağa at Sultan Mahmut Han, attığın yer ile bulunduğun yer arasındaki araziyi sana verecek demişler. Korkudan tir tir titreyen adam kasnağı kaldırdığı gibi kasnak arkasına düşmüş. Sultanın adamları durumu Mahmut Han’a bildirmişler.  Bunu duyan Sultan Mahmut Han “ ya Hazreti pir” demiş ve Tıkandı Baba’yı bana getirin demiş. Tıkandı Baba Sultan’ın huzurunda korkudan tir tir titrerken Sultan yanına alarak hazine dairesine götürmüş ve al eline bir kürek ve daldır altınlara alabildiğin kadar al hepsi senindir demiş. Heyecandan ne yapacağını şaşıran Tıkandı Baba küreği eline alır almaz daldırmış altınların içine. Geri çektiğine küreğin ters olduğunu ve tek bir altın alamadığını gören Sultan Mahmut Han o meşhur sözünü söylemiş;

-Vermeyince Ma’bud Neylesin Mahmut”