Ulu Toyun, Ay Toyun’un kızı Güneş’e aşık olmuş. Bir gün Ulu Toyun anası Secen’e der ki: (Ay Toyun’un göğüne çık. Bana onun kızı Güneş’i iste. Ne kadar çok ağırlık isterse hiç esirgeme, kabul et.) Secen hemen göğe çıktı. Ay Toyun’un otağına gitti ve: (Oğlum, kızınızı sevmiş, onu oğluma verir misiniz) dedi. Ay Toyun: (Peki veririm, fakat iki nisan isterim: biri dalga; Göl incisi, oburu Serap; Çöl incisi) dedi.Secen bu haberi oğluna getirdi. Ulu Toyun istenilen iki nisanın tedarikini kolay gördü. Yer üstünde, yeraltında ne kadar cinler, periler, ruhlar varsa hepsini davet etti. Cumlesi geldiler. Ulu Toyun dedi ki:Ey kahramanlar! İçinizde benim istediğim iki armağanı bana getirmeyi kim üzerine alacak? Bu iki armağanı bulmak, getirmek çok kolaydır. Bunun biri dalga;Göl incisi, oburu serap; Çöl incisi) dır.Gelenlerden bu teklifi kabul edecek kimse çıkmadı. Ulu Toyun teklifi tekrar etti. Yine cevap veren olmadı. Üçüncü teklifinde kurt ile bir karga bu isiüzerine aldılar. Fakat kurt dalgayı tutabilmek için uzun bacaklar istiyordu.
Karga ise serabı görebilmek için keskin gözlere ihtiyaç gösterdi. Ulu Toyun istediklerini onlara verdi ve:(Haydi kahramanlarım, gidin bana dalga ile serabı getirin) dedi. Bu iki kahraman yola düştü. Aradılar, taradılar, çok çalıştılar, ne kurt dalgayı, ne de karga serabı ele geçirdi. Yüz yıllar geçti. Bir turlu bu iki armağan gelmedi. Ulu Toyun istenilen nisanları veremedi, Güneş hanimi alamadı.)